Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tanrı Öldü(mü?)

  “O gölün muhteşem manzarası karşısında nefesim kesilmiş bir şekilde hayretle doğayı seyrediyordum. Yaşam bu gölün içinden ruhuma doğru akıyordu. Kuş cıvıltıları eşliğinde yeryüzündeki bu küçük cennetin kıyısında durmuş Nietzsche’nin ölümü ve Tanrı'nın varlığı hakkında düşünüyordum. Şöyle bir hikâye anlatılır: Bir ihtiyar elinde feneriyle günün ortasında, Güneş tam tepedeyken acele ile delicesine koşturuyormuş şehir meydanında ve hıçkırıklara karışmış gözyaşları içerisinde şu soruyu soruyormuş meydanda gördüğü insanlara, ‘Tanrı nerede, Tanrı’yı gören oldu mu?’ İnançsız bazı kimseler alay etmiş adamın bu haliyle ve imansızlıklarını, gözleri yaşlı ihtiyarın suratına haykırmışlar. Elinde feneriyle günün ortasında Güneş tam tepedeyken Tanrı’yı aramaya devam etmiş o adam. Sonra şöyle der Nietzsche: ‘Tanrı öldü, onu biz öldürdük.’ Burada Nietzsche, binlerce yıllık değerlerinden ve inançlarından kopmuş bir Batı Medeniyetini temsil ediyordu o ihtiyar adamın suretinde ve Tanrı’sını ka...

Ne İçin Yazıyorum?

                                       İnsanlık tarihinde yazının icadından bu yana ilim ve bilim tutkunu, etraflarındaki kâinata derin bir merakla yaklaşan insanlar, içine doğdukları Dünya'yı ve evreni anlamak için deneyin ve gözlemin yanında okumanın ve eskilerin bilgeliklerinden yararlanmaları gerektiğinin de farkındaydılar. Bunun için kimisi at, deve sırtında veya yaya olarak günlerce belki aylarca sürecek olan yolculuklara çıktılar. İnsanlık tarihinde bir elin parmağını geçmeyecek sayıda olan bu özel ve değerli insanlar bize medeniyeti, ilmi, sahip olduğumuz değerleri bıraktılar. Vardıkları ilim merkezlerinde tartışmalar yapıp, sonsuz bir iştahla kitaplar okuyup bilgilerini çoğalttılar ve bir noktadan sonra da bu bilgilerini sentezleyip yaydılar. Yer yer kendilerinden önce gelenlerle hemfikir yeri gelince de onları son derece sert ama rasyonel bir şekilde eleştir...

Beyinde Aşk Başkadır

Sevgili, bir başka güzelsin bugün;                “ Büyük sevgide, küçük kuşkular Ay gibisin, pırıl pırıl gülüşün.                       korkuya döner. Küçük korkular Güzeller bayram günleri süslenir;              büyüdükçe artar büyük sevgiler.” Seninse bayramları süsler yüzün.                      William Shakespeare, Hamlet        Ömer Hayyam, Rubailer                                                      Eğer kral olsaydım.! Çiğneyerek tahtımı       ...

DEHŞETE DÜŞÜREN HASTALIKLARDAN SÜPER GÜÇLÜ VARLIKLARA: VAMPİRLER

                    Günümüz sinema filmlerinde, dizilerinde, romanlarında, bilgisayar oyunlarında karşımıza sıklıkla çıkan karakterlerdir vampirler. Pudralanmış gibi duran beyaz tenleri, uzun köpek dişleri, güçlü ve kaslı bedenleri, yarasaya dönüşebilmeleri, insan kanı ile beslenmeleri gibi özellik ve yetenekleri sayesinde de çok sayıda kişinin ilgisini çekmektedirler. Peki, fantastik edebiyat ürünü bu hayali varlıkların hikayelerinin açığa nasıl ve neden çıktığını hiç düşündünüz mü? Bu soruları cevaplamaya çalışacağım bu yazımı üç bölüme ayırdım: Birinci bölümde vampir hikayelerinin kökenine, ikinci bölümde tarihteki meşhur vampir karakteri Drakula’ya ve başka vampir karakterlerine, üçüncü bölümde ise vampir mitolojilerinin nasıl uydurulmuş olabileceğine ve bu hikayelere sebep olduğu düşünülen hastalıklara değineceğim.           Bölüm 1:       İnsanlık tarihinde yürüye...

1.HAÇLI SEFERİ VE BİZANS OYUNLARI

               1071 yılında kapıları bize sonuna kadar açılan Anadolu’nun fetih çalışmalarını hızlandırmak amacıyla Sultan Alparslan beylerini Anadolu’ya gönderdi. Böylece Anadolu’da Anadolu Selçukluları, Saltuklu, Mengücüklü, Danişmendli, Dilmaçoğulları, Ahlatşahlar, Yinaloğulları. Çubukoğulları ve Artuklu gibi beylikler kurularak Anadolu’nun Türkleştirilmesi ve İslamlaştırılması sağlandı. Tabii ki bu durum Malazgirt’te Selçuklulara yenilmiş ve Anadolu’daki topraklarının da bir kısmını kaybetmiş ve kaybetmeye de devam eden Bizans’ın hoşuna gitmiyordu. Bu duruma bir dur denilmeliydi ve Türklerin ilerleyişi durdurulmalıydı fakat bunu başaracak güç tek başına Bizans’ta yoktu.                                                  Malazgirt Savaşı, Alparslan beyaz kefeni ile ...