François-Marie Arouet ya da bilinen adıyla Voltaire, Fransız
Aydınlanmasının öncü isimlerinden olan bir yazar, şair, tarihçi ve filozoftur.
Voltaire, İngiliz Aydınlanması'nın temel kavramlarından olan din hürriyeti,
düşünce ve bunu özgürce ifade etme hakkı, din ve devlet işlerinin ayrılması
gibi konuları Fransa'da ve Avrupa'nın kalanında popüler etmesiyle bilinir.
Kendisi çok çeşitli alanlarda toplamı binlerle ifade edilecek kadar eser
meydana getirmiştir. Yazdıkları arasında felsefi metinler, tiyatro, şiir,
deneme, mektup, makale, kısa öykü, roman, eleştiri, tarihi metinler
bulunmaktadır. Kendisinden sonra gelen yüzlerce bilim insanı, yazar, şair,
filozof, siyasetçiyi etkilemiştir ki bunların arasında ülkemizin kurucusu
Mustafa Kemal Atatürk de bulunmaktadır.
Voltaire'in portresi
Hayatından kısaca bahsetmek gerekirse François(Fransuva diye
okunur) Fransa, Paris'te dünyaya geldi. İlk vukuatına yazmış olduğu ve Orléans
Dükü ile dalga geçen eseri yüzünden karıştı. Bu eser Bastille hapishanesinde 11
ay geçirmesine neden oldu.(1717) 1718 yılında da herkesin onu hatırladığı
lakabı Voltaire'i benimsedi. İkinci büyük vukuatını da önde gelen Fransız
aristokrat ailelerinden biri olan Rohan-Chabot şövalyesiyle yaşadı. Şövalye,
Voltaire ismiyle dalga geçince o da ona eleştirel bir dille karşılık verdi.
Bunun üzerine şövalye adamlarını gönderip Voltaire'i dövdürttü. Buna çok
sinirlenen Voltaire, şövalyeyi duelloya davet etti. Bunun üzerine güçlü bir
aristokrat aileden gelen şövalye Voltaire'i tutuklattırdı ve mahkeme bile
yapılmadan 17 Nisan 1726'da Bastille hapishanesine atılmasına karar verildi.
Bunun üzerine Voltaire İngiltere'ye sürgün edilmesini talep etti ve bu talebi
yetkililerce kabul edilerek bu büyük aydının İngiltere'ye sürgün edilmesine
karar verildi. 1726-1729 yılları arasında sürgünde olduğu İngiltere'de
İngilizcesini geliştirdi, dönemin büyük yazarları ve düşünürleri ile tanışma
fırsatı oldu. Buradaki 3 yıla yakın deneyimini, gördüklerini ve okuduklarını
Fransa'ya döndüğünde Lettres philosophiques sur les Anglais Türkçesiyle
İngiltere Üzerine Mektuplar adıyla yayınlamıştır. Burada yer yer İngiliz
ulusunu öven ve kendi ulusu olan Fransızları ve yönetim biçimlerini yeren ifadeler
kullanması bahanesiyle Voltaire'in bu eseri yasaklı kitaplar listesine
alınmıştır ve Voltaire yine sürgüne gönderilmiştir.(1733) Tabi bu mektupları
günümüze, elimize ulaşmayı başarmıştır. Bugün anlatmak istediğim konu çiçek
aşısının atası olan ve kökeni Osmanlı İmparatorluğuna dayanan çiçek
inokülasyonunun Voltaire'in mektupları üzerinden incelenmesi ve aşı
karşıtlığının o dönemde ve günümüzde kısaca değerlendirilmesidir.
"İngiltere Üzerine Mektuplar eserinin İnokülasyon
Üzerine başlıklı mektubuna Voltaire, İngilizler'in Avrupa'nın kalanı tarafından
deli ve çılgın insanlar olarak görüldüğünü belirterek başlar. Bunun sebebi
olarak ise çocuklarına çiçek hastalığını inoküle etmelerinin kanıt olarak
gösterildiğini belirtir. Bu tekniğin kökeninin Çerkez kadınlarına dayandığını
ifade eder Voltaire. Çerkezlerin kız çocuklarını Osmanlı, Safevi
imparatorluklarının saraylarına, haremlerine sokmayı başarmaları bu fakir halk
için bir ölüm-kalım meselesidir. Bunun için son derece feminen yetiştirdikleri
kızlarının sağlıklı, güzel ve genç görünmelerine dikkat ederlerdi. İşte bu
kadar üstüne titredikleri evlatlarının çiçek hastalığından ötürü ölmesi veya
kalıcı bir deformitesinin(körlük, kısırlık gibi) olması onların tüm emeklerini
boşa çıkarırdı. Fakat Çerkez halkı bir şey fark etmişti. O da çiçek hastalığına
bir kere yakalananın bir daha yakalanmadığı, yakalansa bile ilki kadar sert
geçirmediğiydi. Bunu anladıklarında ise henüz küçük yaşta olan çocuklarının
kollarına başka bir çiçek geçiren çocuğun vücudundaki püstülden aldıkları
materyali küçük bir kesi açarak yerleştirmiş ve bu şekilde çocuğun hafif bir
şekilde herhangi bir ölümcül durum olmadan veya deformite gelişmeden bu
hastalıktan kurtulmalarını sağlamışlardı. Bu o dönemin Osmanlı'sında bilinen ve
uygulanan bir yöntemdi. Bunun Avrupa'ya taşınması ise dikkatli bir gözlemci ve
akıllı bir kadın olan Lady Wortley Montague'nün sayesindedir. Lady Montague'nün
eşi dönemin İstanbul büyükelçisidir ve bu tekniği Osmanlı kadınlarının
uyguladığını ve çocuklarında Avrupa'da olduğu gibi bir çiçek salgının
görülmediğini fark eden Lady kendi oğluna da inokülasyon uygular. İngiltere'ye
döndüğünde(1721) ise bu uygulamayı o dönemin Galler prensesi (sonrasında ise
İngiltere kraliçesi) Wilhelmina Charlotte Caroline'e anlatır. Bilime ve sanata
değer veren bir prenses olarak bilinen Caroline bu uygulamanın ölüme mahkum
edilmiş dört suçlu üzerinde uygulanmasını emreder. Uygulamanın işe yaradığından
emin olan prenses inokülasyon yöntemini kendi çocuklarına da uygulamaya başlar.
Bu şekilde yayılan çiçek inokülasyonu yöntemi ile Avrupa'nın en sağlıklı
toplumlarından birinin İngiliz halkı olduğunu belirtir Voltaire.

Lady Montague Kısa bir süre sonra
1796 yılında Dr.Edward Jenner daha zayıflatılmış bir form olan inekten elde
edilen çiçek örneğinden bir aşı geliştirir ve bunu insanlara enjekte eder. Tabi
bilimin bu muazzam başarısı herkesin onayını almaz. O dönemler birçok insan
çiçek aşısının insanları ineğe çevireceğine inanmaktadır. Zamanla bu önyargılar
yıkılır ve devletlerin bu aşıyı olmayı zorunluluk haline getirmesi ile birlikte
çiçek aşısı hemen herkese uygulanır. Öyle ki 8 Mayıs 1980 itibariyle Dünya
Sağlık Assemblesi'nin çiçek hastalığının eradike edildiğini resmi olarak
bildirmesiyle birlikte çiçek hastalığı insanoğlunun yeryüzünden eradike ettiği
ilk hastalık olmuştur.
Çağımızda ortalama insan ömrünün uzamasında, çocuk
ölümlerinin eski çağlara göre azalmasında gelişen bilimin ve modern tıbbın
katkısı yadsınamaz. Modern tıbbın insanlığa en büyük armağanlarının başında ise
aşılar gelmektedir. Maalesef son yıllarda ülkemizde de dünya genelinde de artan
bir aşı karşıtlığı görülmektedir. Ülkelerin aşı takvimlerinde yer alan ve
milyonlarca çocuğun hayatını kurtaran en temel ve güvenilirliği ispatlanmış
aşıları bile ebeveynler çocuklarına uygulamaktan çekinmektedirler. Şüphesiz ki bu
aşı karşıtlığı kısır bırakılma, sendromlu olma gibi bahanelerle
temellendirilmektedir. Fakat yapılan tüm çalışmalar açıkça göstermiştir ki
bunların hiçbir doğruluğu yoktur. Örnek vermek gerekirse Pfeizer-Biontech
aşısının hastaları kısır bırakacağı gerekçesiyle birçok insan aşı olmaktan
vazgeçmiştir. Halbuki American Journal of Epidemiology dergisinde yayımlanan
bir çalışma, COVID-19 aşılamasının erkek veya kadın doğurganlığı üzerinde bir
etkisi olmadığını ancak COVID-19 enfeksiyonunun erkek fertilitesinde kısa bir
süreliğine de olsa düşüşe sebep olabileceğini göstermiştir. COVID aşılarıyla ilgili
bir diğer ön yargı da aşıların kalp hastalıkları riskini arttırdığı yönündeydi.
Fakat Nature'da yayımlanan bir çalışma hafif bir COVID-19 enfeksiyonunun bile
enfeksiyondan sonraki bir yıl boyunca kalp sorunları riskini artırdığını
gösterdi. Yani aşıdan kat be kat daha fazla virüsün kendisini kalp
hastalıklarına sebep olmaktadır. Tabi ki de en basit aşının dahi yan etkileri
olabilmekte fakat hastalığın kendisini geçirmektense aşılanmak her zaman daha
akıllıca bir seçim olmaktadır.

Son olarak belirtmek isterim ki Fransız olmasına rağmen
Voltaire, yeri geldiğinde kendi ulusunun akla ve bilime uymayan davranışlarını
eleştirmiş hatta kendi ulusuna "düşman" olarak görülen İngiliz
ulusunu doğru bir uygulamasından dolayı tebrik etmiştir. Söz konusu insan
sağlığı, gelişme ve ilerleme ise doğru bilginin ve uygulamanın nereden ve kimden alındığının
bir önemi yoktur. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, bilimle ve sağlıcakla
kalın.
Kaynaklar,
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Voltaire
https://www.britannica.com/biography/Voltaire/Exile-to-England
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Voltaire
Voltaire, Letters on England, Karbon Kitaplar Yayınları,
s.45-49
Toplum ve Hekim, 2003, Cilt:18, Sayı:5
https://www.cdc.gov/smallpox/index.html#:~:text=In%201980%2C%20the%20World%20Health,occurring%20smallpox%20have%20happened%20since.
https://www.who.int/news-room/spotlight/history-of-vaccination/history-of-smallpox-vaccination#:~:text=Variolation%20(in%20the%20form%20of,attention%20in%20the%20American%20colonies.
Bilim ve Teknik, Şubat 2023, Yıl:56, Sayı: 663, s.72-73
Oldukça güzel ve bilgilendirici bir makale olmuş
YanıtlaSilTeşekkür ederim hocam. Beğenmenize sevindim.
YanıtlaSil